Bulancak Masaj Salonu

Bulancak Masaj Salonu

Bulancak Masaj Salonu “Nyla Witherspoon’un seni ve Witherspoon’da çalışan diğerlerini kıskanmış olabileceğini söyledin. Çalışma arkadaşlarına da bu e-maillerden geliyor mu?” “Millicent ve Kristy’e sormuş oldum. İkisine de bu e-maillerden gelmemiş fakat en olası şüphelinin Nyla olduğunda hemfikirler.” “Witherspoon’un mirasından sana bir şey kaldı mı?” “tabii ki hayır,” dedi Grace. “Personelden hiç kimsenin Sprague’in mirasında adı geçmiyor. Hepimize iyi para ödüyordu fakat bütün malını midealnü Nyla’ya bıraktı.” “Ve şimdi bunun büyük bir kısmı kayıp.”

“Ben bunu sizden duyuyorum fakat sen ve Devlin bunu biliyorsanız, Nyla’nın da artık bu zimmete para geçirme vakasından haberi olduğunu söyleyebiliriz. Sadece ben e-mailleri Sprague’in cinayetinden hemen sonra almaya başladım, daha hiç kimse Witherspoon hesaplarından para çalındığını fark etmemişken.” “Eğer sana olan öfkesi ve kıskançlığının birazcıkını senden çıkarmak için sana e-mail atmaya başladıysa kaybolan para onu iyice çileden çıkarmıştır.” “Ne hoş bir fikir. Hakkaten de bardağın dolu kısmını göremiyorsun değil mi?” Julius simsiyah bir mücevher benzer biçimde duran gölün şıpırtılarına vuran ay ışığına baktı. “Davayla ilgili Dev’le konuştun mu hiç?” diye sordu sonra. “birazcık,” dedi Grace.

Bulancak Masaj Salonu

Bulancak Masaj Salonu “fakat detaya girmedik. İşin aslı Dev- J ayne Ann Krentz lin’i pek iyi tanımıyorum. Aramızda kalsın ama sanırım benim masumiyetime dair şüpheleri var. Julius onun bu teorisini doğrulamanın zamanı olmadığını düşündü. “Dev seni gizli gizli saklı izleyen biri olduğunu biliyor mu?” dedi bunun yerine. “E-maillerden bahsetmedim ona, kastettiğin buysa eğer.” “Evet, kastettiğim tam olarak bu.” “Bu davaya o bakmıyor,” dedi Grace, sanki savunmaya geçmiş gibiydi sesi. “Peki Irene’e bahsettin mi?” “Hayır. Aslına bakarsanız yeterince endişeleniyor benim için.” “Dev, bu kasabanın polis şefi. Neler bulunduğunu bilmeli.

Yarın onunla mevzuş bu mevzuda.” Grace bir an tereddüt etti. “Pekâlâ. Fakat hakikaten de Dev’in bu konuda yapabileceği bir şey yok.” “Dev iyi bir polistir. Onun aklına bir şeyler gelir. Ayrıca birazcık uyumaya çalış.” “doğal, senin için söylemesi rahat.” Julius buna verecek bir yanıt bulamadı. Kendisi de pek uyuyamayacağını hissediyordu. “İyi geceler.” “Bir dakika, bir şey soracağım. Sen varlıklı olduktan sonra babanın gelip para istediğini söylemiştin.” Keşke çenem i kap alı tutsaydım, diye düşündü Julius. “Doğru,” dedi. “Ne olmuş?” “Ona borç verdin mi?” “İkimiz de bunun bir borç olmayacağını, asla geri ödemeyeceğini biliyorduk.”