Bulancak Mutlu Son

Bulancak Mutlu Son

Onu şu an görüyormuşçasına resmedebilirim, halen güzelliği

gözlerimin önünde. Tümüyle mükemmel bir erkek

güzelliğinin boydan boya manzarası. Tek bir kusuru olmayan,

güzelliğin her iki cinse de ait olduğu ve üst dudağının

üzerinde ilk ince tüylerin zarzor ayırdığı bir yaşın tomurcuk

çiçeği, ilkbahar tazeliğiyle parıldayan bir yaz meltemi gibi

taze, sıcacık Dudaklarının yakut şişliğinin aralığı dışarıya

içine aldığından daha tatlı ve saf bir hava solur gibiydi. Bulancak Mutlu Son Öyle

kışkırtıcı bir öpücüğü zapt etmek ne güçlü bir irade

gerektirmişti.Ensede ve yanlarda özgürce dağılmış doğalbuklelerle zarifçe süslenen ince, temiz pürüzsüz cildi ve

dolgun etleriyle fevkalade yapılı ve dinç bir gövdeye

bağlanıyordu.Bulancak Mutlu Son  Kar beyazı göğsünün erkeksi bir oranla ortaya

serilen düzlüğündeki iki uç, tomurcuklanmakta olan gülleri

anımsatıyordu.

Kollarının kasları, karnının, kalçalarının yuvarlak

kabarıklığının başladığı yerde bele doğru incelişinin

düzgünlüğü muhteşemdi. Güzel şekillenmiş yuvarlaklıklarıyla

dizlere doğru yavaş, yavaş incelen baldırları, o nefis gövdeyi

desteklemeye layık birer sütun gibiydi. Birleştikleri yerde,

birazcık dehşet kalıntısı, biraz da sevecenlikle gözlerimi

dikmekten kendimi alamadığım, kısa süre önceki gazabı

sonucunda sızısı hala geçmeyen o yumuşak, narin bölgemi

öylesi bir öfkeyle parçalayan, yırtan, hemen hemen harap eden o

Bulancak Mutlu Son

müthiş makine vardı. Ama o öfkesinden en küçük bir eser

kalmamıştı, artık. Al başını bacaklardan birine doğru eğmiş,

sakin, uysal ve bu görünüşüyle, işlediği kötülük ve zulümden

aciz bir hali vardı. Kırışıklıklarla çepeçevre buruşmuş,

büzülmüş altın keseler manzarayı kusursuzlaştırıyor ve tamamıberaber doğadaki en ilginç canlı resmi meydana getiriyorlardı.

Elbette ressamlar, heykeltıraşlar yahut diğer sanatçılarca

döşenen ve avuç dolusu paraya satın alınan o kabalıklardan

son aşama üstün görünüyorlardı. Bulancak Mutlu Son Gerçek yaşamda nasıl

görünmüş olduğunü tabiat ananın ateşli bir düş gücü bağışladığı nadir

birkaç insan dışında pek azı değerlendirebilmiştir. Esasen bu

insanların hayalleri de şevkle, sanatın çok ötesinde yer alan

tabiat ananın eşi bulunmaz yaratıcılık pınarına, güzelliklerin

özgünlerine yönelmiştir.

Ama her şeyin bir sonu vardır. Bu genç melek, uyanmak

üzere oluşunun kayıtsızlığıyla başka yöne döndü ve

gömleğiyle yatak örtülerini bu hazineyi daha uzun bir

gözlemden gizleyen bir konuma soktu.